Uzun süredir gündemde olan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi 24/11/2021 tarihinde kabul edilmekle; 30/11/2021 tarihli, 31675 Sayılı Resmi Gazetede ilan edilmiştir. Bu kanun, yayımlandığı gün itibariyle yürürlüğe girmiş olup değiştirilen ve yeni eklenen madde hükümleri ile; uygulamada çelişki yaratan ya da kanunda mevcut olmayıp Yargıtay içtihatlarıyla uygulamanın belirlendiği bazı hususların netleştirilmesi amaçlanmıştır. İlgili yasal mevzuat kapsamında getirilen başlıca düzenlemeler bültenimiz içeriğinde bilginize sunulmuştur;
Ø Hacizli Malların Satış Talebi İçin Müddetler Ve Giderlerin Yatırılmasına İlişkin Yapılan Değişiklikler;
Hacizli malların satış isteme süreleri yönünden taşınır ve taşınmaz mal ayrımı kaldırılarak taşınır için cari olan altı aylık satış isteme süresinin de taşınmazlarda olduğu gibi bir yıl olarak kabul edilmesine karar verilmiştir.
Devamında, bir yıllık süre içinde satışı istenip de artırma sonucu satışı gerçekleştirilemeyen mahcuz hakkındaki satış isteme süresinin, birinci fıkrada belirtilen sürenin sona ermesinden itibaren satış isteyen alacaklı bakımından bir yıl daha uzayacağı hükme bağlanmaktadır.
Yine bu hüküm devamında, haczedilen malların satışının hızlı bir şekilde yapılabilmesi için satış talebiyle birlikte kıymet takdiri ve satış giderlerinin tamamının belirlenen tarife uyarınca peşin olarak yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Nitekim, motorlu kara araçları bakımından kıymet takdiri, muhafaza ve satış talebinin birlikte yapılması ve bunlara ilişkin giderlerin birlikte ve peşin olarak yatırılması zorunluluğu getirilmektedir. Işbu giderlerin tamamının satış talebiyle birlikte peşin olarak yatırılmaması halinde satış talebinin vaki olmamış sayılacağı hükme bağlanmaktadır.
Ø Borçluya Rızaen Satış Amacıyla Verilen Yetki Hakkında Getirilen Düzenlemeler;
İşbu düzenleme ile talebi halinde borçluya, haczedilen malın rızaen satışı amacıyla yetki verilmektedir. Bu kapsamda;
Borçlunun, kıymet takdirinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde haczedilen malının rızaen satışı için kendisine yetki verilmesini talep edebileceği,
Borçluya satış yetkisi verilmesi usulünde borçlunun da kıymet takdiri yaptırabilmesinin söz konusu olacağı,
Bu kapsamda kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra İcra müdürü tarafından cebri satış işlemlerinin durdurularak borçluya onbeş günlük bir süre verileceği,
Borçluya verilen sürenin başlangıcından icra mahkemesinin bu madde uyarınca yapılan satışa ilişkin kararına kadar geçen sürede alacaklı bakımından satış isteme süresinin işlemeyeceği,
Rızai satışta bedelin, malın muhammen kıymetinin yüzde sekseni ile o malla güvence altına alınan ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından hangisi fazlaysa bu miktarı ve aynca bu miktara ilave olarak bu aşamaya kadar bu mahcuz için yapılan takip masrafları toplamından az olamayacağı,
Borçluyla anlaşan alıcının belirlenen bedeli, birinci fıkra uyarınca borçluya verilen onbeş günlük süre içinde dosyaya ödemesi halinde icra müdürünün, satışın onayı ile malın devir ve teslim işlemlerinin yapılmasına karar verilmesi için dosyayı derhal icra mahkemesine göndereceği ve mahkemenin en geç on gün içinde dosya üzerinden talebin kabulüne veya reddine kesin olarak karar vereceği,
Mahkemenin kabul kararıyla birlikte malın mülkiyetinin alıcıya geçeceği ve mal üzerindeki tüm hacizler kaldırılarak devir ve teslim işlemlerinin gerçekleştirileceği, ret kararı verilmesi halinde ise yatırılan bedelin alıcıya iade edileceği,
Şeklindeki rızai satış usulü belirlenmiştir.
Ø İhalenin Gerçeklşeme Usulüne İlişkin Yapılan Değişiklikler:
Yürürlüğe giren değişiklik kapsamında; açık arttırmanın tüm aşamalarının elektronik ortamda yapılması usulü benimsendiği, haczolunan mallar için açık artırmanın bütünüyle UYAP sistemine entegre elektronik satış portalında yapılması kabul edildiği ve açık artırmanın fiziki ortamda tamamlanması uygulamasından vazgeçildiği, hacizli malın getirileceği bir satış mahali olmayacağı ve yerinde satış usulünün uygulama alanı kalmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda haczedilmiş ancak muhafaza altına alınmamış malların satış talebi üzerine muhafaza altına alınması veya ihale alıcısına teslime hazır hale getirilmesi gerektiği; aksi takdirde satışın yapılmayacağı düzenlenmiştir.
Devamla, artırmanın sona erdiği gün ve saatte şartların bulunması halinde, malın en yüksek teklif verene ihale edilmiş olacağı ve malın mülkiyetinin ihale bitiş saati itibariyle ihale alıcısına geçeceği açıkça belirtilmiş olup işbu düzenlemeyle TMK md.716’da ve Yargıtay kararları doğrultusunda düzenlenen hükmen tescil hususu İcra İflas Kanunu’na da dercedilmiştir.
Yine işbu düzenleme ile, ihale alıcısının en yüksek teklifi verip de süresi içinde ihale bedelini yatırmaması halinde, alınan teminatın iade edilmeyeceği, öncelikle satış masraflarından düşülmek üzere hak sahiplerine alacaklarına mahsuben ödeneceği düzenlenmektedir. İşbu değişiklikle yeknesak olması adına İİK md.133 maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Ø İhalenin Feshi Usulüne İlişkin Yapılan Değişiklikler:
Yapılan değişiklikle, ihalenin feshi davasını açabilecek kişiler arasında sayılan tapu sicilindeki ilgililer, resmi sicillerdeki ilgililer olarak genişletilmekte ve sınırlı ayni hak sahiplerinin de bu davayı açabileceği vurgulanmaktadır.
İşbu madde devamında, satış isteyen alacaklı, borçlu veya resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahiplerinin dışında kalan kişilerce ihalenin feshi davası ikame edilmesi halinde, ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminatın alınacağı ve ihale bedeli üzerinden nispi harç alınacağı ve talebin reddi halinde bu harcın iade edilmeyeceği şeklinde düzenlenmiştir.
Ø Üçüncü Şahsın İstihkak İddiasına İlişkin Yapılan Değişiklikler:
İ.İ.K.’nin 97/a’da yer alan borçlu ile üçüncü kişinin malı birlikte ellerinde bulundurması halinde haczedilen malın muhafazasıyla ilgili hüküm kapsamında, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişinin haczedilen malın yedieminliğini kabul etmesi durumunda malın muhafaza altına alınmayacağı fakat 97. maddenin birinci fıkrası uyarınca takibin devamına karar verilmesi durumunda malın muhafaza altına alınabileceği düzenlenmiştir.
Ø İcranın Geri Bırakılması Usulüne İlişkin Yapılan Değişiklikler:
İ.İ.K.’nin 36. maddesinde yapılan değişiklik kapsamında, icranın geri bırakılması kararını verme yetkisi, kanun yolu aşamasına göre bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay'dan alınarak takibin yapıldığı yer icra mahkemesine verilmektedir.
Bununla birlikte, yapılan düzenleme ile bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun “kesin olarak” esastan reddine karar verilmesi halinde, alacaklının istemi üzerine, başkaca işleme gerek kalmaksızın teminata konu olan paranın alacaklıya ödeneceği hükme bağlanmaktadır.
Ayrıca fıkraya eklenen cümleyle, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karara karşı temyiz yolunun açık olması halinde icranın geri bırakılması kararının etkisinin, temyiz yoluna başvurma süresinin dolmasına kadar devam edeceği düzenlenmektedir. Böylece, istinaf sonrasındaki kararın temyizi aşamasında açıkça icranın geri bırakılması talebinin ortaya konulmaması halinde icranın geri bırakılması kararının artık etkisini yitireceği kanuna dercedilerek bu husustaki tereddütler giderilmektedir.
Ø İcra Müdürlüklerinin İç İşleyişine İlişkin Yapılan Değişiklikler:
Yürülüğe giren değişiklik kapsamında; iş yoğunluğunun veya personel sayısının fazla olduğu icra dairelerinde, dairenin düzenli ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla icra müdür ve müdür yardımcıları arasından, icra müdürünün yetkilerini haiz bir icra başmüdürü görevlendirilebileceği ve iş yoğunluğunun veya daire sayısının fazla olduğu illerde Bakanlık tarafından, yetki çevresi de belirlenerek bir veya birden fazla icra daireleri başkanlığı kurulabileceği düzenlenmiştir.
Ø 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu Kapsamında Yapılan Değişiklikler:
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa "Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması" başlıklı Dördüncü Kısım eklenerek;
Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair İlamların İcrasına ilişkin olarak İ.İ.K. md.25, 25/a, 25/b, 341 maddeleri yürürlükten kaldırılmakta olup bu husustaki düzenlemeler İcra İflas Kanunu kapsamındaki düzenlemelerden çıkartılarak çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulması usulü 5395 sayılı Kanunda müstakil bir Kısım olarak düzenlenmektedir.
Çocuk teslimine ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesi kapsamında yükümlüsü tarafından rızasıyla yerine getirilmediği takdirde hak sahibi tarafından ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesi için müdürlüğe başvurulacak, talebi alan müdürlük tarafından her türlü iletişim vasıtasını kullanarak yükümlüyle irtibata geçilerek ve müdürlük tarafından belirlenen gün ve saatte hak sahibine teslim edilmek üzere çocuğun belirlenen yere getirilmesi derhâl bildirilecek ve yükümlü, emrin gereğini yerine getirmezse, çocuk nerede bulunursa bulunsun müdürlük tarafından kolluktan yardım talep edilerek hak sahibine teslim edilecektir. Bu kapsamda Çocuk Koruma Kanunu’na eklenen kısım ile Çocuk teslimine ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına dair usul, ayrıntılı şekilde izah edilmiştir.
Işbu değişikliklere uyumlu olarak TMK 182. maddesine fıkra eklenmiş ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararın gerekleri yerine getirilmezse, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla, velayet kendisinde olmayan anne veya babanın talebi üzerine velayet değiştirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ø Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Yapılan Değişiklikler:
· Bu kapsamda abonelik sözleşmelerinde kaynaklı icra takipleri kapsamında ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren iki yıl içinde haciz talep edilmemesi halinde takibin düşeceğine ilişkin hükmün, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren beş yıl içinde haciz talep edilmemesi halinde takibin düşeceği şeklinde değiştirilmesine karar verilmiştir.
Ø Bu hususlar haricinde;
· Haczedilen malın sicile kayıtlı mallardan olması halinde kıymet takdiri işleminin haczi yapan memur tarafından yapılamayacağı, yalnızca bilirkişi marifetiyle gerçekleştirilebileceği,
· Kıymet takdirine ilişkin şikayet hakkında mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi halinde dosyanın talep aranmaksızın yetkili mahkemeye gönderileceği,
· İhalenin feshi davasının reddedilmesi halinde, hakime takdir imkanı vermeyen sabit yüzde on oranındaki para cezasının, ihale bedelinin yüzde onunu geçmeyecek ve hakime takdir hakkı verecek şekilde değiştirildiği,
Gibi hususlara da yer verilmiş olup , İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun metninin tam haline aşağıda yer alan link üzerinden ulaşabilirsiniz;
Comments