Bilindiği üzere işçi ile işveren arasındaki bağı sağlayan iş sözleşmesinin işçi tarafından herhangi bir haklı sebep bildirilmeksizin feshi “istifa” olarak nitelendirilmektedir. Kural olarak iş ilişkisini istifa suretiyle sona erdiren işçinin kıdem tazminatı hak edişi bulunmamaktadır. Ancak uygulamada işçiler istifa etseler bile istifanın gerçek iradeyi yansıtmadığı, işveren tarafından zorla imzalatıldığı, esasında 4857 sayılı Kanunun 24.maddesinde sayılan haller sebebi (haklı sebepler) ile feshin gerçekleştirilmiş olduğu ve benzeri sebeplerle işverene dava yönelterek kıdem tazminatı gibi alacakları talep etmektedirler. Uygulamada da işçi lehine yorum ilkesi hakim olduğundan çoğu zaman bu davalar işveren aleyhine sonuç doğurabilmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi son dönemlerde işveren açısından da önemli noktalara dikkat çekmeye başlamış olup somut olayın özellikleri dikkate alınmak suretiyle işçinin istifa metninin hükme esas alınması gerektiğini vurgulamıştır. Bu yazımız ile emsal nitelikli Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2021/2792 Esas, 2021/6581 Karar 22.03.2021 tarihli içtihadının detaylarını paylaşmaktayız. Karara konu olayda;
“…İlk Derece Mahkeme kararına karşı davacı ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekilinin ve davalı vekillerinin istinaf nedenlerinin kısmen kabulüne karar verilerek, davacının kıdem tazminatı, bakiye ücret ve izin alacaklarının kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.”
Anılan karar akabinde Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davalı vekilince temyiz edilmekle Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından incelenen dosya sonucunda;
“Davacının genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı, yazılı verdiği fesih bildiriminde fesih nedenini “ özel nedenler ”olarak belirttiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı daha sonra açtığı işçilik alacakları talepli dava ile iş sözleşmesini mobbing yapılması ve ücretinin ödenmemesi nedeni ile sona erdirdiğini iddia etmiştir.
Genel müdür yardımcısı olarak çalışan davacının özel neden olarak belirttiği fesih nedeni İş Kanununda haklı sebep olarak düzenlenmemiştir. İş sözleşmesini haklı nedenle fesih ettiğini iddia eden tarafın haklı fesih gerekçesinin ne olduğunu açıkça belirtmesi gerekir. Davacı tarafından verildiği kabul edilen yazılı fesih bildiriminde, haklarını saklı tuttuğunu belirtmiş olması ucu açık olan özel neden kavramını, işçinin daha sonra istediği şekilde doldurma hakkını vermez. Hal böyle olunca iş sözleşmesi davacı tarafından haklı neden iddia edilmeden fesih edildiğinden kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”
Şeklinde karar tesis edilerek hükmedilen kıdem tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Sonuç olarak; işçinin “özel nedenler” gibi genel bir ibare ile istifa dilekçesi vermesi halinde bu sebeple bağlı olacağı, daha sonradan dava yoluna gidilerek iş sözleşmesinin feshinde haklı nedene dayandığını ileri süremeyeceği içtihat edilmiştir.
Comments